Kendime Sürpriz
Kedimiz Sarı, kızım ve damadımın katılımıyla bugün hedefimiz; Bedri Rahmi Koyunda, ressamın 1974 yılında bir kayanın üzerine çiziverdiği balığı görmek.
Bir de, kimselerle paylaşmadığım kendime hazırladığım bir sürpriz var.
Marina ile koy arası yakın, tatlı bir seyirle ulaşıyoruz fakat o ne, değil balığı görmek bulunduğu kuzey sahilinde o kadar günübirlik tekne bağlı ki yakınından bile geçemiyoruz. Eşim olacak kaptan tenha bir koy bulmak için hemen ayrılıyor. Çocuk gibi alt dudağım uzuyor, suratım asılıyor. Pis kaptan.
Ertesi sabah erkenden uyandırıyor kaptan hepimizi, toplayın demiri diyor, bu seferde uyutmadığı için gıcığım ona. Tekrar çıkıyoruz seyre o ne Bedri Rahmiye gidiyoruz. Kuzey sahil bomboş, balık karşımda, ağzım kulaklarımda sevinçle bağırıyorum, kıyıda boş mapa var ben yüzer bağlarım halatı. Her seferinde bunu yapmamak için bin dereden su getiren ben, hemen atlıyorum sabahın serin suyuna. Bir bakıyorum motoru indirmişler, damadım teknede kalabilirim deyince heç ve lumbozları kapatmak için vakit kaybetmiyoruz.
Minicik bota; kızım, miço, ben, kaptan biniyoruz. Fotoğraf, fotoğraf için iPhone 6 yı alıyorum. Kıpraşma miço, devirirsin bizi, telefon denize düşerse çok kızarım sana. Off keyifle fıkır fıkır bakıyor hala. Neyse ki kaptanın sert ‘’miço otur’’ komutu ile mum gibi duruyor botta.
Kıyıdaki gözlemeci bile açmamış daha yeni yeni uyanıyorlar. Hepimiz balıklı kayanın önüne diziliyoruz, parmaklarım Bedri Rahmi’nin imzasının üzerinde. Ne güzel.
Şimdi sıra kendime sürprizde; otlarla kaplı patikadan yürümeye, tırmanmaya başlıyorum. Kızım ve eşim gelmiyorlar hatta şaşkın ve kızgın bakıyorlar ardımdan. Miçom ise kuyruğu havada dalgalana dalgana önden önden gidiyor. Hadi ama hadi buralarda olmalı, yok mu bir işaret hadi homurdanıp çağıracaklar şimdi.
Onlar ne ip gibi dizilmiş minik minik taşlar evet evet ip o ucunda naif bir uçurtma toprağa saplanmış minicik taşlardan yapılmış. Ne o imzasını atmış ne gözlemeci işaret koymuş. İyi ki Sadun Boro, Vira Demir adlı kitabında bahsetmiş.
Ben bu uçurtma ile yükseliyorum masmavi göğe artık koy ayaklarımın altında çok hafifim, özgürüm, sürprizime kavuştum. Azra Erhat’ın uçurtmasına tutundum.